TABERİ (RH.A)’NİN BAKIŞ AÇISIYLA BAKARA SURESİ 82. ve 83. AYETLER
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah(Celle Celaluhu)’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.
82- İman edip salih ameller işleyenler ise, işte onlar cennetliktirler. Orada ebedi olarak kalacaklardır.
İman edip salih amel işleyenler, farzları eda edip haramlardan kaçınarak Allah’a itaat edenler ise cennet ehlidirler. Orada ebedi olarak ikamet edeceklerdir.
Burada zikredilen “îman edenler”den maksat, Hz. Muhammed (s.a.v.) ve onun getirdiklerine iman edenlerdir. “Salih amel işleyenler”den maksat, ise Allah’ın emirlerini tutup yasaklarından kaçınarak ona itaat edenlerdir. Allah te-ala, bundan Önceki âyette, kâfirlerin cehennemde, bu âyette de müminlerin cennette ebediyyen kalacaklarını zikretmiş böylece “Biz cehennemde sadece sayılı günler kalacağız” diyen Yahudileri yalanlamıştır.
83- Bir zaman İsrailoğullarından “Allah’tan başkasına kulluk etmeyin, anaya, babaya, yetimlere, düşkünlere iyilik yapın. İnsanlara güzel söz söyleyin. Namazı kılıp zekatı verin” diye kesin söz almıştık. Sonra siz, pek azınız müstesna, yüzçevirdiniz. Zaten siz yüz çeviricilersiniz.
Ey İsrailoğullan topluluğu, sizden, “Allahtan başkasına ibadet etmeyin, anaya, babaya, şefkat kanatlarını indirerek, onlara acımak, onlara kaşı ince kalbli olmak ve hayır dua etmek suretiyle iyilikte bulunun. Yakın akraba ile münasebetleri devam ettirin. Onların haklanın verin. Kız olsun erkek olsun yetimlere şefkat ve merhametli davranın. İhtiyaç ve fakirlikten dolayı sefil olanlara, Allah’ın, mallarınızdan farz kıldığı haklarını vermek suretiyle iyilik yapın. İnsanlara edeple ve iyi bir davranışla güzel söz söyleyin. Rükuunu, secdesini, kıraatim ve huşunu tam yapmak suretiyle namazı eda edin. Zekatı almaya layık olanlara mallarınızın zekatını verin” diye kesin söz aldığımızı hatırlayın. Ey Yahudi topluluğu, bundan sonra siz, pek azınız müstesna ahde vefadan yüzçevirdiniz. Zaten siz, haktan ve doğru yoldan yüz çeviricilersiniz.
*Âyette geçen “Allah’tan başkasına kulluk etmeyin” ifadesinden maksat, Allah’a ihlasla ibadet edin ve onun dışında herhangi bir şeye kulluk etmeyin” demektir. “Anaya babaya iyilik yapın” ifadesinden maksat, Muhammed ümmetine emredilen iyiliklerdir. Bu da anneye babaya iyi davranmak, güzel sözler söylemek, merhamet için tevazu kanatlarım indirmek, onlara saygı, göstermek, onlar için hayır dualar etmek vb. şeylerdir.
“İnsanlara güzel söz söyleyin” ifadesinden maksat, Abdullah b. Abbasa göre insanlara Allah’tan başka hiçbir ilah yoktur” demeyi emredin.” demektir.
Ebul Âliyeye göre, “İnsanlara iyiliği emredin” demek, İbn-i Cüreyce göre “İnsanlara Muhammed (s.a.v.) hakkında doğru söyleyin” demek, Süfyan es-Sevriye göre “Onlara iyiliği emredin ve onları kötülüklerden alıkoyun” demek,. Atâ b. Ebi Rebah’a göre ise “Karşılaştığınız her insana güzel söz söyleyin” demektir.
İsrailoğullanna, vermeleri emredilen “Zekat” tan maksat ise, Dahhak’ııı Abdullah b. Abbas’tan naklettiğine göre İsrailoğullarına mahsus olan bir zekat çeşididir. Bu, Muhammed ümmetine farz kılınan zekat gibi değildir. Onların zekatı, Allah için kurban kesmeleriydi. Eğer kurbanları kabul edilecek olursa gökten bir ateş iner onu alıp götürürdü. Kabul edilmezse bu olay cereyan etmezdi. Malını helal yollardan kazanmayanın kurbanı kabul olunmazdı.
Ali b. Ebi Talhanın, Abdullah b. Abbas’tan naklettiğine göre ise İsrailoğullanna emredilen zekattan maksat, Allah’a itaat etmeleri ve itaatlerinde ihlaslı olmalarıdır. Böylece mallarım değil kendilerini arındırmış, olurlardı.
Âyetin sonunda “Siz pek azınız müstesna yüzçeviricilersiniz” Duyurulmaktadır. Abdullah b. Abbas bu ifadeyi şöyle izah etmektedir: Allah Teala kitabında açıkladığı bu İsrailoğullarından, zikredilen şeyleri yapacaklarına dair yeminle kuvvetlendirilmiş bir ahit aldıktan sonra onlar, yapmayı taahhüt ettikleri şeyleri ağır bulmuşlar, onları sevmemişler ve yapmamışlardır. Kendilerine daha hafif şeylerin emredilmesini istemişlerdir. İsrailoğullarından pek az bir zümre, verdikleri sözde durmuşlar ve Allah’a itaat etmişlerdir.
Âyetin sonunda da “Zaten siz yüzçeviricilersiniz” buyurulmaktadır. Bir kısım âlimler âyetin bu bölümünde, kendilerine hitabedilen Yahudilerin, Uz. Muhammed’in döneminde bulunan Yahudiler olduğunu, âyetin bundan önceki kısmında hitabedilen Yahudilerin ise daha önce yaşayan Yahudiler olduklarını söylemişlerdir. Buna göre âyetin mânâsı şöyledir: “Ey Yahudi topluluğu, geçmişteki atalarınızdan, belli şeyleri yapacaklarına dair söz almıştık. Onlar verdikleri sözü yerine getirmeyip yüz çevirdiler. Onlardan sonra gelen sizler de atalarınız gibi verdiğiniz sözden yüz çeviriyorsunuz.”
Diğer bir kısım âlimlere göre ise bu âyetin tümü, Resulullah’ın hicreti sırasında mevcut olan İsrailoğullanna hitap etmektedir. Onlara, Tevratta kendilerinden alınan ahitlerini bozduktan hatırlatılmakla ve bu yüzden kınanmaktadırlar.