sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

TABERİ (RH.A)’NİN BAKIŞ AÇISIYLA ENFAL SURESİ 11. VE 15. AYETLER

TABERİ (RH.A)’NİN BAKIŞ AÇISIYLA ENFAL SURESİ 11. VE 15. AYETLER
08.03.2025
10
A+
A-

11- Yine hatırlayın bir zaman Allah, katından bir güven olarak sizi hafif bir uykuya bürüdü. Sizi temizlemek, sizden şeytanın murdarlığım gi­dermek, kalblcrinizi pekiştirmek ve ayaklarınızı yerinde sebatlı kılmak için üzerinize gökten su indirmişti.

Hatırlayın Allah, Bedir gününde kendi katından bir emniyet olmak üzere sizleri uykuya daldırdı. Böylece istirahat ettiniz. Yorgunluğunuzu atıp düşmanla savaşmak için dipdiri hale geldiniz. Allah sizi, maddi ve mânevi pislikten te­mizlemek,sizden şeytanın “Susuzluktan öleceğiniz” hususundaki vesvesesini gi­dermek, size zafer nasibedeceğine dair olan vaadi ile kalblerinizi pekiştirmek is­tedi. Bastığınız yerleri sağlamlaştırarak, ayaklarınızı sabit kılmak için gökten üzerinize yağmur indirdi.

Rivayet ediliyor ki, müslümanlar, ayaklarının battığı kumlu, susuz bira-razide konaklamış ve uyumuşlardı. İçlerinden bazıları ihtilam olmuş ve yıkan­maları gerekmişti. Şeytan bunlara şöyle vesvese veriyordu: “Sizler zafere nasıl ulaşabileceksiniz? Su bile bulamıyorsunuz, abdestsiz ve cünüp namaz kılıyorsu­nuz. Bununla beraber kendinizi Allah’ın dostları sayıyor, içinizde onun Peygamberi bulunduğunu zannediyorsunuz. “Bunun üzerine Allah Teâlâ yağmur yağ­dırdı. Müslümanlar hem su içtiler hem de maddi ve manevi kirlerden temizlen­diler. Yumuşak kumlu arazi sertleşti, ayaklan yere batmaz oldu. Böylece Allah onlardan şeytanın vesvesesini giderdi. [1][15]

 

12- Ey Muhammed,bir zaman rabbin Meleklere şöyle vahyediyordu: “Şüphesiz ben sizinle beraberim. İman edenleri yerlerinde sebatlı kılın. Ben, yakında inkâr edenlerin kalblerine korku salacağım. Siz hemen onla­rın boyunlarını vurun ve bütün parmaklarını doğrayın.”

Allah Teâlâ bu âyet-İ kerime’de, müminlere yaptığı, gözle görülmeyen yardımım bildiriyor ki onların, rablerine olan güvenleri pekişsin ve kendilerine verilen nimetlere karşı ona şükretsinler ve Allanın, dilediği zaman sebepler ya­ratarak, maddi bakımdan güçsüz olan mümin kullarını muzaffer kılacağını bil­miş olsunlar.

Âyet-i kerime’de, Allah Teâlâ’ın, meleklere, “iman edenleri yerlerinde sa­bit kılın” buyurduğu zikredilmiştir. Meleklerin müminleri yerlerinde sabit kıl­malarından, neyin kastedildiği hususunda çeşitli izahlar yapılmıştır.

Bazılarına göre bundan maksat, savaş esnasında meleklerin orada hazır bulunmalarıdır.

Diğer bir kısım müfessirlere göre bundan maksat meleklerin, müminlerle birlikte, müşriklere karşı fiilen savaşmalarıdır.

Başka bir kısım müfessirlere göre ise, meleklerin, rnüslümanlara “Biz, müşriklerin” Vallahi bize hücum ederlerse bizi mağlup ederler” dediklerini işit­tik.” diyerek maneviyatlarını takviye etmeleridir[2][16]

 

13- Çünkü onlar, Allaha ve Resulüne karşı geldiler .Kim, Allaha ve Resulüne karşı gelirse şüphesiz ki Allah, cezası çok şiddetli olandır.

Evet, bunların boyunlarının verulması ve parmaklarının doğranması, böy­lece müminlerin eliyle hak ettikleri cezaya uğramaları, şeytana uyup Allah ve Resulüne karşı gelmelerindendir. Zira, Allanın ve Resulünün emirlerine karşı gelenlerin cezası bir gün mutlaka verilecektir. Şüphesiz ki Allah cezası şiddetli Olandır. Onun dünyada vereceği ceza düşmanlarını helak etmesidir. Ahirettteki cezası ise suçluyu cehennem azabına sokmasıdır. [3][17]

 

14- İşte size vaadedilcn. Onu tadın. Şüphesiz ki kâfirler için cehen­nem azabı vardır.

Ey kâfirler topluluğu, işte size hemen peşinen verdiğim, boyunlarınızın vurulması ve parmaklarınızın doğranması azabını tadın. Ve bilin ki kafirler için âhirette de cehennem ateşinde yanma azabı vardır. [4][18]

 

15- Ey iman edenler,savaş için elerlerken toplu halde kâfirlerle karşı­laştığınız zaman sakın onlara arkanızı dönüp kaçmayın.

Ey iman edenler, savaş sırasında size doğru yaklaşan kafirlerle karşılaştı­ğınız zaman, sakın onların önünden kaçmayın. Yerlerinizde sabit olun. Onların Önünde mağlup olup geri dönmeyin.

İsiâmda,savaş sırasında dumanla karşılaşmak zarureti doğunca ve karşı­laşma hali meydana gelince artık ya zafer ya da şehitlik söz konusudur. Üçüncü bir yol yoktur. [5][19]

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.