TABERİ (RH.A)’NİN BAKIŞ AÇISIYLA NİSA SURESİ 71. VE 75. AYETLER
71- Ey iman edenler, tedbirini/i alın. liöliik bölük veya toplu olarak savaşa gidin.
Ey iman edenler, düşmanlarınıza karşı silahlanarak tedbirinizi alın. Bölük bölük veya toplu olarak düşmanlarınıza karşı savaşa çıkın.
Ayet-i kerime, kâfirlere karşı her türlü tedbirin eksiksiz olarak alınması lazım geidiğine işaret etmekte ve müminlere, kâfilerle savaşmayı ihmal etme-‘ melerini emretmektedir. [1][190]
72- Şüphesiz ki içinizden pek ağır davranan vardır. Size bir musibet geldiği zaman: “Allah bana nimet ihsan etfî de onlarla beraber olmadım.” ı\cr.
Şüphesiz ki sizin içinizde cihada çıkma hususunda pek ağır davranan ve başkalarının da ağır davranmalarına sebep olanlar vardır. Bunlar münafıklardır. Siza, mağlubiyet, yaralama ve öldürme gibi bir musibet geldiği zaman: “Allah bana lütufta bulundu. Çünkü onlarla beraber savaşla bulunmadım ve benim başıma belalar gelmedi.” der. Sizden geri kaldığına ve sizin sıkıntılara uğramanıza sevinir. Zira Allah’ın mümin kullarına, yolunda cihad etmeleri halinde erişeceklerini vaat ettiği sevaptan şüphe etmektedirler. [2][191]
73- Yemin olsun ki Allah’tan si/.c bir HituT eriştiğinde de, sizinle onun arasında bir dostluk yokmuş gibi “Keşke onlarla beraber olsaydım da büyük bir başarı elde etseydim.” der.
Yemin olsun ki şayet size, zafer ve ganimet gibi, Allah’tan bir nimet erişecek olsa, cihaddan geri kalan bu münafık, sanki aranızda hiçbir dostluk yokmuş ve o adam, görünürde de olsa sizin dininizde olan birisi değilmiş gibi “Keşke onlarla beraber olsaydım da büyük bir pay elde etseydim.” der.
Allah teaia bu âyetle münafıkların savaş hakkında tutumlarını bildirmektedir. Şayet onlar savaşa katılırlarsa sadece ganimet elde etme gayesiyle katılırlar. Eğerkaülmazlarsakalblerindeki şüpheden dolayı katılmazlar. Yoksa onlar ne savaşa katılmaktan sevap ümid ederler ne de katılmamaktan dolayı cezalandırılmaktan korkarlar.
Allah teala, çetin imtihanlardan biri olan savaş karşısında münafıkların hallerini belirttikten sonra hakkıyla iman eden müminleri Allah yolunda cihad etmeye teşvik ederek şöyle buyurdu. [3][192]
74- Âhirct hayatına mukabil dünya hayatını satanlar, Allah yolunda savaşsınlar. Kim, Allah yolunda savaşır da öldürülür veya galip gelirse biz ona ilerde büyük bir mükâfaat vereceğiz.
Dünya hayatını satan, ona önem vermeyerek karşılığında âhiret sevabını alan ve Allah’ın rızasını talep ederek mallarını harcayanlar, Allah’ın dinini yüceltmek ve Allah’ın şeriatım zafere ulaştırmak İçin Allah yolunda savaşsınlar. Kim Allah yolunda savaşır da düşmanları tarafından öldürülür veya onlara galip gelirse, biz onlara büyük bir sevap vereceğiz.
Bu büyük sevabın ne olduğu hususunda Peygamber efendimiz şöyle buyuruyor:
“Evinden ancak Allah yolunda cihad etmek ve Allah’ın kelamını tasdik etmek için çıkıp, Allah yolunda cihad eden kimseye, Allah onu cennete koyacağına veya çıkmış olduğu evine miikâfaat yahut ganimetle döndüreceğine dair kefil olmuştur. [4][193]
75- Size ne oluyor da Allah yolunda ve “Ey rnbbinıiz, halkı zalim olan bu memleketten bizi çıkar. Kendi tarafından bize bir dost gönder. Ve yine kendi tarafından bize bir yardımcı gönder.” diye yalvaran erkek, kadın ve çocuklardan güçsüz olanlar uğrunda savaşmıyorsunuz?”
Ey iman edenler, size ne oluyor da Allah yolunda savaşmıyorsunuz? Ve yine neden kendilerine İslâm dininden çıkarmak için, müşriklerin eziyet ettikleri erkek, kadın ve çocuklardan güçsüz olanlar “Ey Rabbimiz, bizi, halkı zalim olan bu ülkeden çıkar. Bizlere kendi tarafından işlerimizi idare edecek bir dost gönder. Yine bizlere zalimlere karşı yardım edecek bir yardımcı gönder.” diye yalvaran zayıflar uğrunda savaşmıyorsunuz?
Müfessirler burada zikredilen ve “Halkı zalim okluğu bildirilen memleketin Mekke olduğunu söylem işlerdi r. Zira orada rnüsKimnn olan erkeklere, ar-kabalan zulmetmişler, onlara çeşitli işkenceler yapmışlar ve onları dinlerinden çıkarmak için her yola başvurmuşlardır. Bu sebeple Allah teala diğer müminleri, bunları kurtarmaya teşvik etmiştir.
Hasan-ı Basri ve Katade bu âyetin izahında şunları söylemişlerdir: Bir kişi Hicret etmek maksadıyla halkı zalim olan bu memleketten çıkıp halkı salih olan ülkeye gitmek üzere yola koyulmuş ve yolun yansında ölüm gelip ona çatmış, o da yönünü salih olan ülkeye doğru çevirmiştir. Bunun üzerine rahmet melekleriyle azap melekleri bu kişinin canını alma hususunda ihtilafa düşmüşler ve onlara: Bu kişi hangi memlekete daha yakın ise ona göre muamele yapmaları emredilmiştir. Onlar mesafeyi ölçmüşler, salih olan ülkeye bir karış daha yakın olduğunu görmüşler ve bu sebeple onu rahmet melekleri vefat ettirmişlerdir. [5][194]