Hamd konusunda başka ilah bulunmayan ALLAH(Celle Celaluhu)’a mahsustur. Salat ve Selam Hz. Muhammed (sav)’ e onu aline ashabına müminlerin üzerine olsun İNŞAALLAH.
ALLAH(C.C) yarattığı kulunu donanımlı bir şekilde yaratmış ona, seçme, görme, düşünme, hak ve batılı ayırt edebilme özelliğini de vermiştir.
Bugün yaşarken gerçekten görmekteyiz insanlar hayatlarıyla ilgili bir mesele olduğunda onunla ilgili karar verme yeteneğine özgürlüğüne, bu hakka sahiptir.
Yeme de içme de, gezme de, uyuma da ya da birilerini sevip sevmemede bir ortama girmede vs. istediği gibi insanlar yaşama hakkına sahiplerdir. İstediklerini seçerler ona göre de hayatlarına yön verirler.
Dinlerini yaşama noktasında da böyledir. ALLAH(C.C) insana hakkı da batılı da göstermiştir. Onun önüne sermiştir, istediğini seçebilir.
İlk olarak Firavun ve onun yanında yer alan sihirbazlardan biraz bahsedelim.
Firavun ALLAH(C.C)’a karşı ilahlık, rablık taslıyordu. ALLAH(C.C) ona Musa(as)’ı gönderince o da kendince bir güç gösterecekti Musa(as)’ı yalancı çıkarma çabasına girdi. En iyi sihirbazları topladı Musa(as)’a karşı ve ayet şöyle anlatıyor;
Sihirbazlar: “Ey Mûsâ! Ya önce atmayı tercih edersin, ya da ilk atan biz oluruz” dediler.
Mûsâ: “Yok, (önce) siz atın” dedi. Bir de ne görsün, onların ipleri ve değnekleri yaptıkları sihirden dolayı kendisine hızla sürünür gibi görünüyor.
Bunun üzerine Mûsâ, içinde bir korku hissetti.
Şöyle dedik: “Korkma (ey Mûsâ!). Çünkü, sensin en üstün olan.”
“Sağ elindekini (değneğini) at ki, onların yaptıklarını yutsun. Şüphesiz yaptıkları bir sihirbaz hilesidir. Sihirbaz ise nereye varsa kurtuluşa eremez.”
(Mûsâ’nın değneği, sihirbazların ipleriyle değneklerini yutunca) sihirbazlar hemen secdeye kapandılar ve, “Hârûn ve Mûsâ’nın Rabbine inandık” dediler.
Firavun, “Demek, ben size izin vermeden önce ona (Mûsâ’ya) inandınız ha! Şüphe yok, o size sihiri öğreten büyüğünüzdür. Şimdi andolsun, sizin ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama keseceğim ve mutlaka sizi hurma dallarına asacağım. Hangimizin azabı daha şiddetli ve daha kalıcıymış, mutlaka göreceksiniz.”
Sihirbazlar şöyle dediler: “Bize gelen apaçık delillere ve bizi yaratana seni asla tercih etmeyeceğiz. Artık sen vereceğin hükmü ver. Sen ancak bu dünya hayatında hüküm verirsin.”
“Şüphesiz ki biz; günahlarımızı ve bize zorla yaptırdığın sihri affetmesi için, Rabbimize inandık… (TAHA SURESİ 65-70)
Onlar firavuna karşılık tercihlerini yapmışlar ve iman etmişlerdi.
Ashab-ı Kehf “onlarda dünyaya rahatlığa, genç olmalarına rağmen imanlarından dolayı mağarayı tercih etmişlerdi ve Sahabi hepsi tercihlerini yapmışlardı.
Şimdi ise bizler bu kadar gerçek bizim gözümüzün önüne serilmesine rağmen tercihimiz neyden yana oldu? Bizler neyi tercih ettik?
İnşaAllah tercihimiz, ALLAH(C.C)’ın razı olduğu kullardan eyler bizi Amin.