BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
TEVHİD MÜCADELESİNDE “KADIN” OLMAK – 2
Hamd âlemlerin sahibi, yöneticisi rızık verip Haramı helali belirleyen Allah (c.c)’a mahsustur. Salat Hatem-ul Embiya, Usvetun Hasene olan Hz. Muhammed (s.a.v)’e, Selam onun nurlu yolunun yolcuları sahabesine, ehli beytine ve bugün de onları takip eden müminlerin ve müminelerin üzerine olsun.
Geçen yazımızda yaratılış gayemize deyinmiş ve bayanlar açısından bakmaya devam edeceğiz inşallah demiştik. Kişinin yaratılış gayesi Allah (c.c)’a kulluğunun gereğini yerine getirip verdiği sözü tutmaktır. Bunu biraz daha özelleştirdiğimizde Tevhid mücadelesini vermektir. Kadın erkek her Müslümanın üzerine bugün Tevhid mücadelesini vermek farzdır. Özellikle fitnenin ahlaksızlığın yaygın olduğu bu dönemde bundan kaçış yoktur. Kimse bana gerek yok Ben olmasam da olur dememeli. Evet, sen olmazsan da bu din hâkim olacak ama sen olmazsan kaybeden de sen olacaksın. Mücadele deyince akla hep erkekler gelir zannedilir ki erkek gider çalışır, savaşır, kazanır gelir. Kadın da evinde oturduğu yerden ekmek elden su gölden yer, içer, yan gelir yatar dünyalık olarak maalesef durum böyle o yüzden erkeklerin çoğu kadınlara sen akşama kadar evde ne yaptın? Ancak yatıyorsun ev temizliği, yemek dediğin tutsa tutsa 2 saat tutuyor geriye kalan vaktinde boş boş ya yatıyorsun ya da geziniyorsun derler. İşte kadının bu durumundan aslında başta kendi nefsi olmak üzere erkeklerde rahatsız olurlar razı olmazlar aslında. Peki, aciz insan dâhil kendi gibi aciz olan insanın bu başıboşluğuna kızar da hiç insanı yaratan şekil veren yerin, göğün sahibi olan Allah (c.c) bu durumdan razı olur mu? Tabii ki olmaz değil mi? Madem öyle peki Allah (c.c) biz kadınlardan ne istiyor şu ayetle bakalım:
“Allah’ın kendisiyle
kiminizi kiminize göre üstün kıldığı şeyi (malı) temenni etmeyin. Erkeklere
kazandıklarından pay (olduğu gibi), kadınlara da kazandıklarından pay vardır.
Allah’tan onun fazlını (ihsanını) isteyin. Gerçekten, Allah her şeyi bilendir.”
(Nisa Suresi 32. Ayet)
Bu ayetin nüzul sebebi hakkında bu ayetin inmesi miras ayetlerinden dolayı kadınlar tarafından ortaya konan bazı temenniler ile ilgilidir. Bu cümleden alarak Hz. Peygamberin hanımlarından Hz. Ümmü Seleme’nin;
“Ey Allah’ın elçisi erkekler din uğruna savaşıyorlar. Biz savaşmıyoruz ve bizim mirastan hakkımız erkeğin yarısı oluyor. Ne olurdu biz de erkek olsaydık” diye bir temenni de bulunduğu ve bunun üzerine bu ayetin indirildiği rivayet edilmiştir. Görüldüğü gibi ayette de Allah Teâlâ kadına da çalıştığından pay vardır buyuruyor. (Elmalılı Tefsiri)
Peki, biz kadınlar olarak çalışıyor muyuz? İslam uğruna Allah (c.c) için ne yapıyoruz mücadele ediyor muyuz? Ediyorsak ne şekilde bir mücadelemiz var tek başımıza kafamıza göre mi? Yoksa Peygamberi bir metotla mı? Bakın nasıl ki evde oturan erkekle çalışıp gayret eden ve evine rızkının getirilmesi için sebep olan erkek bir değildir. Tembel olan insanların nazarında da kötüdür. Allah (c.c) onun katında da dünyalık adına çalışmadan kimse bir şey vermiyorsa Cennet Haşa daha mı basit ya da daha mı ucuz ki insanlar çalışmadan Hak etmeden ekmek harcamadan cennete gidebileceğini zannediyor.
Konumuzla ilgili olarak bayanlar açısından şöyle olaylara bakalım. Geçmişe baktığımızda annelerimiz yani bizden önceki nesil zorluklarla imtihan olmuşlar teknoloji yok, iş çok, bir de bunları kulluk için Allah (c.c)’ın razı olduğu şekilde yapabilmek için mücadele etmen lazım. Ama geçmişte de buna vakit ayıran bu şuurda Allah (c.c)’ya kulluk için çalışan çok azmış. Bugün de bizler rahatlıkla imtihan oluyoruz. Bizler de bu kadar rahatlığa rağmen nefsi, heva ve heves değil de Allah (c.c)’ya kul olmak için mücadele etmemiz gerekiyor. Bakıyoruz maalesef nasıl geçmişte azınlıkta ise Allah (c.c)’ın rızasını kazanmak için Allah (c.c)’ın istediği şekilde yaşayanlar, bugün de daha da azınlıkta. Çünkü geçen nesil Kuran’a daha yakındı ve edep olarak bir adım daha ilerideydiler. Çünkü zina bu kadar yayılmamış ve insanlar henüz raylarından çıkmamıştı. Bugün ise bunun daha kötü olarak edepsizlik, içki, kumar, hırsızlık, şirk hastalıklar artmış ortalık hayâsızlıktan geçilmiyor erkekler değil, artık kadınlarda kendini koruyamıyor. Edepli bir kadın yolda yürürken zorlanıyor gözlerini kapatmak zorunda kalıyor. Çünkü hayâsızlık artık diz üstüne çıkmış bir yanda gözünü kapatan bayan varken diğer yanda da çoğunluğu oluşturan sözde Müslüman ablalar. Bu hayâsızlık karşısında rahatsız olmak yerine aman ne yapalım canım karışmayın kimseye, sonuçta herkes özgür istediği gibi giysinler, hatta soyunabilirler bile deyip, bırakın elle, dil ile düzeltmeyi, kalben bile buğz edemiyor çoğunluk. Bu halde de bile sorsan cennetin başköşesi bu Hanım ablalara ayrılmış ondan daha iyi Müslüman mı varmış, Yok canım, o kadar açık varken ona cehennemde yer kalmazmış, sanki Rabbim Cehennemi sınırlı yaratmış da.
Ne kadar içler acısı bir durumumuz var değil mi? haramlar o kadar yayılmış ki sanki helalmişçesine karşılıyoruz, helaller o kadar zorlaştırılmış ki haram zannediyoruz. Bunun yaşanmış örneği var sizinle paylaşmak istiyorum bu en hafifi.
Bir abla var, başı kapalı, babası Hacı, Hatta Bilmem ne baba diyorlar. Bu ablaya bir şeyler anlatmaya kalkışınca ilk sözü benim babam Hacı Babadır. O hocalar babamdan daha iyi bilmezler. Biz ondan İslam’ı öğrendik. O yüzden çok iyi biliyoruz, babamız bize hepsini öğretmiş bunlar ne ki biz daha çoğunu biliyoruz diyerek hep babasının Müslümanlığı ile övünür ve onu örnek aldığını söyler. İşte bu abla bir gün evinde bana bir resim gösterdi. Bir erkek bir kızın olduğu resim yan yana oturmuşlar ve tenleri birbirine değiyor bana dönerek bak ablası kızıma ne tatlı değil mi? Dedi. Dedim abla senin kızın da mı var. Güldü evet o benim kızım sayılır oğlumun kaç senedir çıktığı sevgilisi okul bitince evlenecekler İnşallah demez mi?
Ben şok oldum ne yani bunlar nikâhlı değiller ve birbirlerine haramlar öyle mi? Yok kız bu yaşta ne nikâhı öylesine çıkıyorlar hele bir okullarını bitirsinler ondan sonra olur. Subhanallah daha biraz önce Müslümanlığına toz konduramayan insan zinayı normal nikâhı ise yanlış görüyor.
İşte toplumun hali sanırım tam olarak bu haramlar helalleşmiş, helalden haram gibi uzaklaşılmış daha büyük acı da buna bu şekilde inanmasına rağmen insan kendine Müslüman demiş!
Allah (c.c) ıslah eylesin bu toplumu nefislerimizi ne hale geldik. Biz ne zaman bu kadar geriledik gâvur ahlaklarını ahlak edindik, hayatlarımız aynı onların hayatları olmuş. Güya İslam’ı rahat yaşadığımızı söylüyoruz ama yaşantımız başkalarının yaşam tarzı olmuş farkında değiliz. Lütfen şöyle bir özeleştiri yapalım da hayatlarımıza bakalım en çok kimin hayatlarına benziyor hayatlarımız. Sahabe kadınlarının hayatına mı? Hristiyanların hayatına mı? Cesaretiniz varsa yapalım. Bu eleştiriyi yapalım da son kararımızı verelim.
Rasulullah (s.a.v) “Kim bir kavme benzemeye çalışırsa, o da onlardan olur” buyuruyor. (Ebu Davud)
Hâlbuki Allah (c.c) kitabında bizim kime itaat edip kime benzemeye çalışmamız gerektiğini bizlere açıklamış:
Nerede bugünkü kadınlar, nerede sahabe hanımları?
Neredeyiz biz, nereye gidiyoruz, böyle yazılacak o kadar şey var ki, bu yazımızda yarım kalacak maalesef gönül isterdi ki derdimiz az olsun yazdıklarımız da dert olmasın ama İslam’ın yaşanmadığı her ortamda dertler azalmayacak tersini artacaktır. Bu bakımdan bizlerin gayesi de İslam’ı önce nefislerimizde sonra da çevremizde yaşandığını görmektir. Huzur için mutluluk için en önemlisi Allah (c.c)’ın rızasını kazanmak için buna ihtiyacımız var
Bir dahaki Yazımızda tekrar dertleşmek ve çözüm aramak duasıyla…
ELHAMDULİLLAHİRABBİLALEMİN