sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

VEHBE ZUHAYLİ’NİN (RH.A) BAKIŞ AÇISIYLA BAKARA SURESİ 109. VE 110. AYETLER

VEHBE ZUHAYLİ’NİN (RH.A) BAKIŞ AÇISIYLA BAKARA SURESİ 109. VE 110. AYETLER
01.02.2025
8
A+
A-

Kitap Ehli’nin Müminlere Karşı Tavrı Ve Buna Karşılık Verme Şekli

 

109- Kitap Ehli’nden bir çoğu hak ken­dilerine besbelli olmuşken, ruhlarında yerleşmiş olan kıskançlıktan dolayı, si­zi imanınızdan sonra kâfirler olarak geriye döndürmek isterler. Allah’ın emri gelinceye kadar onları affedip ba­ğışlayın. Şüphesiz ki Allah her şeye gü­cü yetendir.

110- Namazı dosdoğru kılın, zekâtı ve­rin. Ve nefisleriniz için önden ne hayır gönderirseniz Allah nezdinde onu bu­lacaksınız. Şüphesiz Allah ne işlediği­nizi çok iyi görendir.

 

Nüzul Sebebi

 

  1. ayet-i kerimenin nüzul sebebi ile ilgili olarak İbn-i Abbas şöyle de­mektedir: Bu ayet-i kerime Yahudilerden bir kesim hakkında nazil olmuştur. Söz konusu bu kesim, Uhud vakasından sonra Müslümanlara şöyle demişlerdi: Size gelen bu musibeti görmüyor musunuz? Eğer hak üzere olsaydınız, bozgu­na uğramazdınız. Haydi bizim dinimize geri dönünüz, o sizin için daha hayırlı­dır. [1][92]

 

Açıklaması

 

Yahudi ve Hristiy ani ardan pek çok kimse, Müslümanları dinlerinden uzaklaştırmak istemekte ve tekrar küfre geri dönmelerini temenni etmektedir. Buna sebep onlara karşı duydukları kıskançlıktır. Bunu da dinleri hakkında şüpheler uyandırmak, müminleri şüphelere düşürmek yoluyla gerçekleştirme­ye, kendi aralarında birbirlerinden sabahleyin mümin gözüküp, akşamleyin kâfir olmalarını istemekle bu işi yapmaya kalkışırlar. Böylelikle zayıf imanlı bazı kimseler de onlara uysun isterler.

Buna sebep ise, hakka olan meyilleri veya hakka karşı rağbetleri değil, ruhlarının derinliklerine yer etmiş bulunan gizli kıskançlık ve kötülüktür. On­ları böyle bir temennide bulunmaya iten ise, apaçık delillerle İslâm’ın hak din olduğunu, Muhammed’in hak üzere olduğunu görmeleridir. Şimdi siz ey Müslü­manlar! Onları affediniz, yaptıkları işleri bağışlayınız. Allah’ın size yardımı ge­lip de size savaşma izni verinceye ve onlar hakkındaki emri gelene kadar sab­rediniz. Bu emir ise Kureyzaoğullan’nın öldürülmesi, Nadiroğullan’nın sürü­lüp zelil kılınmasıdır. Allah zafer ve yardımı gerçekleştirmeye kadir olandır: “Elbette Allah kendisine (dinine) yardım edene yardım edecektir. Muhakkak Al­lah güçlüdür, Aziz’dir* (Hacc: 22/40).

Bundan sonra Yüce Allah, kendilerine vaad olunan zafer araçlarının bir kısmı­na şöylece dikkat çekmektedir: Bunlar rükünleri tam, nitelikleri eksiksiz şekliyle namazı eda etmek ve fakirlere zekât vermektir. Namaz, imanın direklerini güçlendi­rir. Allah ile olan ilişkiye ve güvene güç kazandırır. Mescitlerde toplanmak suretiyle kardeşlik bağlan daha bir sağlamlaşır. Zekât ile fakirler zenginleşir; toplumsal mut­luluk gerçekleşir, bireylerin arasındaki dayanışma ile ümmetin birliği tecelli eder, ümmetin kesimleri arasında karşılıklı destek söz konusu olur. Bütün bunların seva­bı ve ecri abirette sizin için hazırlanmıştır. Hayır türünden her ne yaparsanız, onun eksiksiz mükâfatım rabbinizin katında bulacaksımzdır: “Her kim zerre ağırlığınca bir hayır işlerse onu görecektir.” (Zilzâl: 99/7). Allah sizin bütün amelelinizi bilir, azı­nı da çoğunu da çok iyi görür. Gizli hiçbir şey hayır ya da şer olsun ona gizli kal­maz. Namaz ve zekât dünya hayatında Allah’ın yardımını almanın sebepleri arasın­dadır. Ahirette de mutluluğa kavuşmanın sebeplerindendir. Buna delil ise Yüce Al­lah’ın “Şüphesiz Allah ne işlediğinizi çok iyi görendir” buyruğudur. [2][93]

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.