BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.
Ey Müminler size ne oldu da ‘’Allah yolunda savaşa çıkınız’’ dendiğinde yere çakıldınız. Yoksa dünya hayatını ahirete tercih mi ettiniz? Oysa dünya hayatının hazzı ahiretinin hazzı yanın da, pek azdır. (Tevbe Suresi 38)
Evet bu çağrıya rağmen oturmak yeryüzünün ağırlığıdır. Yeryüzünün aç gözlülüğüdür. Yeryüzüne ait düşüncelerdir. Hayattan ve maldan lezzetler, çıkarlar ve metoddan korkmanın verdiği ağırlıktır. Rahatlığın, yerleşmişliğin ve bollukta yaşamışlığın ağırlığıdır.
Kur’an-ı Kerimde kullandığı ‘essagaltum’ (çakılıp kaldınız deyimi gevşek,
Ağır ve tüm kaldırma çabalarına rağmen olunca ağırlığıyla yığılıp kalan bir cesedi kimseyi tanıtmaktadır.
Allah yolundaki Cihad için çıkmak hiç kuşkusuz yeryüzünün (toprağın) zincirinden kurtulup et ve kanın verdiği ağırlığı aşmaktır. Bunu aşıp insanlığın yüce manasını gerçekleştirmek, uçsuz bucaksız sonsuzluk alemini gözlemek ve kısacık fani hayatın kayıtlarından kurtulmaktır.
Burada anlatılan ağırlık mal korkusu, can korkusu dünya çıkarları rahatın huzurun istikrarın ağırlığıdır. Söz konusu olan ağır canlılığın sebebi geçici hazların sınırlı ömrün kısa vadeli amaçların, hazların sınırlı ömrün kısa vadeli amaçların başka bir deyimle etin kanın ve toprağın ağırlığıdır.
Bu ayetler (Tevbe 38 39) Hz Peygamber s.a.v’in Tebuk gazvesine çağrıda bulunduğu ki kıtlık ve yokluk vardı. Hava çok sıcaktı, hurmaların toplanma zamanıyla bunun halka zor geldiği bir zaman da hasıl oldu. Allah’u Teala, dünya saadetini ve güzelliği için ahiret saadetini ve çok hayrı terk etmenin ki bu cahillik ve aptallıktır – doğru olmayacağını açıkladı.
Bu ayetlerin, Makkenin fethinin bir yıl sonra, hicri 9.uncu yılda meydana gelen Tebuk gazvesine Peygamber tarafından yapılan çağrıya gevşek davrananları azarlama mahiyetinde indiği hususun da herhangi bir ihtilaf yoktur.
Araştırmacılar, halkın bunlarla Cihad için düzenlenen Tebuk gazvesine çıkmakta gevşek davranmalarını şu sebeplere bağlarlar;
1-) Kıtlık
2-) O dönemde Medine’de mahsullerin olgunlaşmış olması.
3-) Rum ordusundan korku
4-) Mesafenin uzaklığı ve diğer gazalarda olduğu gibi uzun bir hazırlık yapılmasına duyulan ihtiyaç.
5-) Aşırı sıcaklar (F.Razi)
Her ne kadar hitap belirli bir ortamda bulunan bir insan grubuna yöneltilmiş olsa da hitabın içeriği geneldir.
Allah (C.C.) bu sefer dünya hayatını mı seçtiniz. Az bir meyveliği, gölgeliği, hurmalıkları, ne kadar azdır, faydasızdır ahiret karşısında.
Eğerki böyle yaparsınız hayrı terk etmiş olursunuz dünyada da üzüntüye uğrarsınız diyor.
‘’Eğer siz el birlik çıkmazsanız, Allah sizi çok acıklı bir azabla azablandırır. Yerinize başka bir kavmi getirir. Siz ona hiçbir şeyle zarar veremezsiniz. Allah herşeye Kadir’dir. (Tevbe Suresi 39)
Eğer siz ona (Peygambere) yardım etmezseniz, Allah ona yardım eder. Hani o kafirler, onu Mekke’den çıkardıkları vakit sadece iki kişiden biri iken, ikisi de mağara da bulundukları sırada arkadaşına ‘üzülme, çünkü Allah bizimledir’ diyordu. Allah onun kalbine sükûnet ve kuvvet indirmişti ve onun görmediğiniz bir orduyla desteklemişti. Kafirlerin sözünü alçaltmıştı. (Kelimetus Suffa)
Yüce olan Allah’ın kelimesidir. (Kelimetul Ulya) ve Allah güçlüdür, hikmet sahibidir.
Allah (C.C.) ‘Ey iman edenler’ diyor. Size ne oldu diyor. Bizlere bahaneniz yok, savaşa çıkın diyor geçerli mazeret ne olabilir ki? Ahireti bırakıp dünyayı mı seçtiniz diyor? Bakıyoruz kendimize evet Yarabbi yere çakılıp kaldık mücadele de gerilerdeyiz sadece bende varım deyip ama izleyenlerdeniz.
Allah (C.C) diyorki; Siz el birlik sıkmazsanız Peygamberlerin dediği şekilde çok acıklı bir azap gelecek yok olup gideceksiniz başka bir kavim yerinizi alacak. Yerimize gelecek olan kavim haurı itaati devam ettiren topluluk olacaktır.
Müminlerin ne durum da olursa olsunlar her an Allah ve Resulüne itaat farzdır. Bu emirler şüphesiz genç, ihtiyar ayırt etmeden üzerimize inmiştir.
İnşallah yere mıhlanıp kalanlardan değilde sürekli mücadele halinde bulunanlardan oluruz.
VelhamdulillahirRabbilAlemin.