sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

TABERİ (RH.A)’İN BAKIŞ AÇISIYLA KEHF SURESİ 32. VE 41. AYET-İ KERİMELER

TABERİ (RH.A)’İN BAKIŞ AÇISIYLA KEHF SURESİ 32. VE 41. AYET-İ KERİMELER
Ekim 19, 2025 09:56
A+
A-

32-33-34-35-36- Ey Muhammed, sen onlara şu iki adamın durumunu misal olarak ver. Biz onlardan birine iki üzüm bağı vermiştik. Etrafını hurma ağaçlarıyla donatmıştık. Aralarında da bir ekinlik yapmıştık. Her iki bağ da, ürünlerini hiç eksiksiz vermişti. Aralarından bir de ırmak akıtmıştık. İki bağın sahibinin, ayrıca başka malları da vardı. Arkadaşıyla münakaşa ederken bu kişi: “Ben malca senden daha zengin ve adamca daha arkalıyım” dedi. Kendine zulmederek bağına girdi ve şöyle dedi: “Bunun hiçbir zaman yok olacağını sanmıyorum. Kıyametin kopacağını da zannetmiyorum. Şayet kıyamet kopup da rabbimin huzuruna çıkarılsam bile, yemin olsun ki, orada bundan daha iyisini bulurum”.

Ey Muhammed, gece gündüz rablerine yalvaran o müminleri, yanından kovmanı isteyen müşriklere şu iki adamın durumunu misal ver. Biz o adamlardan birine iki üzüm bağı vermiştik. O iki bağın çevresini hurma ağaçlarıyla donatmuş ve aralarında bir ekinlik meydana getirmiştik. Bu iki bağ da ürünlerini eksiksiz olarak vermişlerdi. Bu iki bağın arasından bir de ırmak akıtmıştık. Aynca bu bağların sahibi olan kişinin, altın ve gümüş gibi başka mallan da vardı. Bu bağların sahibi olan zengin kişi gururlandı ve fakir olan arkadaşına şöyle demeye başladı. “Benim malım senden daha çok. Ayrıca bana arka çıkacak adamlarım da seninkinden daha fazla”. İşte o kişi bu şekilde böbürlenerek cehennemi hak ettiği için kendisine zulmeden bu adam bağına girince gururlandı ve şöyle dedi: “Bunun hiçbir zaman yok olabileceğini sanmıyorum. Şayet öyle bir şey olacak olsa da rabbimin huzuruna çıkarılacak olsam yemin olsun ki ben, bu dünyadakinden daha hayırlı bir yer bulurum”.

Evet, âhiret hayatını inkâr eden ve sadece dünya için yaşayan kâfirler böyle düşünür ve böyle konuşurlar. Fakat akıbetleri hiç de düşündükleri gibi olmaz. [1][43]

 

37-38-39-40-41- Bunun üzerine kendisiyle münakaşa eden arkadaşı da ona şöyle dedi: “Senin aslını topraktan sonra da seni bir damla sudan yaratan, daha sonra da seni adam şekline getireni mi inkâr ediyorsun? Fakat bana gelince (Ben mü’minim) O, benim rabbim olan Allah’tır. Ben, rabbime hiçbir şeyi ortak koşmam. Sen bağına girdiğin zaman “Maşallah, Lâ kuvvete İlla Billah” (Allah dilemiş de olmuş, güç yetirme ancak Allah’ın yardımıyladır) demen gerekmez miydi? Eğer beni malca ve evlatça kendinden aşağı görüyorsan, belki de rabbim bana, senin bağından daha hayırlısını verir ve seninkinin üzerine gökten bir âfet indirir de bahçen kaygan bir toprak haline gelir. Veya suyu yerin dibine çekilir de bir daha arayıp bulamazsın”.

Malı ve evladı az olan mümin kul, malı ve soyunun çokluğuyla övünen kâfir kul ile tartışarak ona şu cevabı vermiştir: “Yoksa sen, atan Âdem’i topraktan yaratan, seni de bir damla meniden var eden sonra da seni düzgün bir adam haline getiren yaratıcını inkâr mı ediyorsun? Ben, senin gibi asla olmam. Ben derim ki: “Allah benim rabbimdir. Beni besleyip büyüten ve terbiye eden O’dur. Ben, hiçbir kimseyi rabbime ortak koşmam. Sen, bağına girip orada bulunan şeyleri beğendiğinde: “Allah neyi dilerse o olur, güç ve kuvvet ancak Allah’ın yardımıyladir” demiş olsaydın ya. Şayet sen beni, mal ve evlat bakımından senden daha aşağı bir derecede görüyorsan şunu iyi bil ki, umulur ki rabbim bana, senin bağından daha hayırlısını verir. Senin, yok olmayacağım sandığın bağının üzerine de gökten bir âfet gönderir ve bağın, kupkuru bir toprak ve kaygan bir zemin haline gelir. Veya ordan akan su yerin dibine geçer de sen onu arayıp bulmaya dahi güç yetiremezsin”.

Âyet-i Kerimede: “Sen bağına girdiğin zaman “Maşallah Lâ Kuvvete İlla illah” demen gerekmez miydi?” ifadesi geçmektedir. Bir kısım âlimler bu âyet-i Kerimeye bakarak bir kimsenin kendi durumunu, çoluk çocuğunu ve malım beğenmesi halinde bile “Maşallah Lâ Kuvvete İlla Billah” demesi gerektiğini söylemişlerdir.

Peygamber efendimiz (s.a.v.)de bir Hadis-i Şerifinde Ebu Musa el-Eşarî’ye şöyle buyurmuştur:

“Ey Ebu Musa, ben sana, cennetin hazinelerinden olan bir kelimeyi öğreteyim mi?”. Ebu Musa ise “Evet” demiştir. Resulullah “O kelime “Lâ Havle ve Lâ Kuvvete İlla Billah”dır” buyurmuştur[2][44]

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.