TABERİ (RH.A)’İN BAKIŞ AÇISIYLA MERYEM SURESİ 61. VE 65. AYET-İ KERİMELER
61- O cennet, rahman olan Allah’ın, kullarına, görmedikleri halde vaadettiği “Adn” cennetleridir. Şüphesiz onun vaadi mutlaka yerini bulacaktır. [1][67]
62- onlar orada boş bir söz işitmezler. Ancak “Selam” işitirler. Orada sabah akşam rızıkları da hazırdır. [2][68]
63- İşte kullarımızdan takva sahibi olanlara vereceğimiz cennet budur.
Tevbe edip salih amel işleyenler cennetlere gireceklerdir. Bu cennetler, Adn cennetleridir. Rahman olan Allah, bunlara, ScuUanna görmedikleri halde vaödetmiştir. Allah’ın vaadi ise mutlaka gerçekleşir. O cennetlerde boş bir söz işitilmez. Orada ancak selamlaşmalar işitilir. Cennetliklere sabah akşam, yani bu iki vakit kadar zamalarda yemekleri verilir. Zira orada gece diye bir şey yoktur. Devamlı aydınlık vardır. İşte dünyada takva üzere yaşayan kullara verilecek olan cennet budur.
Burada ifade edilen cennetlere layık olan takva sahiplerinin kimler olduğu başka bir âyet-i Kerimede şöyle izah edilmektedir. “Rabbinizin mağfiretine ve genişliği göklerle yer kadar olan cennete koşuşun. O cennet, Allah’tan korkanlar için hazırlanmıştır.” “O takva sahibi olanlar, bollukta ve darlıkta Allah yolunda harcarlar. Öfkelerini yenerler ve insanların kusurlarını bağışlarlar. Allah, iyilik yapanları sever. [3][69]
64- (Vahyin niçin geciktiğini soran Muhammcdc Cebrail şöyle dedi:) “Biz ancak rabbinin emriyle ineriz. Geçmişimiz, geleceğimiz ve arasındakiler hep ona aittir. Rabbin asla unutkan değildir.
Abdullah b. Abbas diyor ki:
“Resulullah (s.a.v.) Cebrail’e “Senin, bizi ziyaretinden daha fazla ziyaret etmene engel olan nedir?” dedi. Bunun üzerine “Biz ancak rabbinin emriyle ineriz. Geçmişimiz, geleceğimiz ve arasındakiler hep ona aittir.” âyeti nazil olmuştur[4][70]
Ayet-i Kerimede zikredilen “Geçmişimiz, geleceğimiz ve arasındakiler” ifadesi şu şekilde izah edilmiştir. “Önümüzde bulunan, arkamızda olan ve bunlann ikisi arasındakiler hep ona aittir.” “Önümüzde bulunan, arkamızda olan ve bunların ikisi arasindekiler.”den neyin kastedildiği hakkında ise üç görüş zikredilmektedir.
Birincisine göre: “Önümüzde bulunân’dan maksat, dünya, “Arkamızda olan”dan maksat, âhiret ve “Bu ikisi arasındakiler” den maksat da, İsrafil tarafından üflenecek olan iki sur arasındaki zamandır. Buna göre âyetin mânâsı şöyledir: “Dünyada âhiret de, bu ikisi arasındaki “Berzah” âlmi de ancak rabbine aittir.” demektir.
İkincisine göre: “Önümüzde bulunan”dan maksat, âhiret, “Arkamızda olan”dan maksat, dünya, “Bu ikisi arasındaki”lerden maksat ise dünya ve ahiret arasıdır. Buna göre âyetin mânâsı “Âhiret de dünya da ve onların aralarında bulunan da ancak rabbine aittir.” demektir.
Üçüncüsüne göre ise: “Önümüde bulunan”dan maksat, dünyanın bizden geçen zamanıdır. “Arkamızda olan”dan maksat, dünyanın bizden sonra kalan za-manıve âhirettir. “Bu ikisi arasındakiler”den maksat ise, geçirmiş olduğumuz zaman ile önümüzde bulunan zaman arasıdır. Taberi’ye göre ise “Önümüzde bulunan” âhirettir. “Arkamızda olan.” dünyadır. “Bu ikisi arasındakiler” ise dünyanın henüz geçmemiş olan zamanıdır. [5][71]
65- O, göklerin, yerin ve aralarındakinin rabbİdir. O halde sen ona ibadet et ve ona ibadetinde sabırlı ol. Zaten onun benzeri bir ilah bilir misin ki?
Allah Teala bu âyet-i Kerimede, Hz. Muhammed’e Cebrail’i gönderen rabbinin, göklerin, yerin ve o ikisi arasında bulunan herşeyin rabbi olduğunu, böyle bir rabbin, herhangi bir şeyi unutmasının mümkün olamayacağını beyan ediyor, Hz. Muhammed (s.a.v.)e ve dolayısiyle bilere, böyle bir rabbejoılluk etmemizi ve ona yaptığımız ibadetlerde sabırlı olmamızı emrediyor. Ayetin sonunda da Allah’ın hiçbir benzerinin bulunmayacağı bildiriliyor.
Bazı müfessirler, burada zikredilen “Benzeri” ifadesinden maksadın, onun, isminde benzeri olmadığını söylemişlerse de bu ifadeye genel anlamda almanın ve Allah’ın zat ve sıfatlarında benzeri olmadığı şeklinde yorumlamanın daha uygun olacağı muhakkaktır. Taberi de bu kanaattedir. [6][72]