GÜNÜN AYET VE HADİSİ
GÜNÜN AYETİ
ثُمَّ بَعَثْنَا مِنْ بَعْدِه۪ رُسُلاً اِلٰى قَوْمِهِمْ فَجَٓاؤُ۫هُمْ بِالْبَيِّنَاتِ فَمَا كَانُوا لِيُؤْمِنُوا بِمَا كَذَّبُوا بِه۪ مِنْ قَبْلُۜ كَذٰلِكَ نَطْبَعُ عَلٰى قُلُوبِ الْمُعْتَد۪ينَ 
Sonra onun arkasından birçok peygamberi kendi toplumlarına gönderdik. Onlara mucizeler getirdiler. Fakat onlar daha önce yalanladıkları şeye inanacak değillerdi. İşte haddi aşanların kalplerini biz böyle mühürleriz. 
(Yûnus – 74)
GÜNÜN HADİSİ
755. Saîd İbni Hâris, Câbir İbni Abdullah’a:
– Ateşte pişen bir şey yedikten sonra abdest almak gerekir mi? diye sordu. O da:
– Hayır, gerekmez. Biz Peygamber aleyhisselâm zamanında ateşte pişen bir yemeği pek az görürdük. Onu yediğimiz zaman da, elimizi silecek bez olmadığından avuçlarımıza, bileklerimize ve ayaklarımıza silerdik. Yemekten sonra da abdest almadan namaz kılardık, diye cevap verdi.[9]
* Her sözü kendi şartları içinde değerlendirmek gerekir. Karnı tok sırtı pek, her yanda şakır şakır sular akan ve su bulamama imkanı olmayan bu günün insanı için belki bu anlatılanlar garip ve manasız gelebilir. O devirde Arabistan’da yaşayan kimseler için su altın kadar kıymetli olup içecek suyu bile binbir zahmetle elde ediyorlardı. Kırk yılın başında bir yemek bulsalar bile su bulamıyorlardı. Yemekten sonra ellerini yıkamayışları böyle bir zaruretin sonucuydu. İlk zamanlarda et yemeğinden önce abdest alınırdı. Sonradan yemekten sonra el yıkama alışkanlığı yerleşince abdest almanın şart olmadığı fakat isteyenin abdestini yenileyebileceği söylendi. Bu yeni uygulamayı herkes duymadığı için peygamberimizin vefatından sonra bu konu biraz tartışıldı. Fakat sonra ateşte pişen bir şey yendikten sonra abdest alınmayacağı konusunda kesin fikir birliği sağlandı. [10]
(Riyazu’s-Salihin)
Yorumlar