Bismillahirrahmanirrahim
İNSANIN GÖRÜNMEYEN YÜZÜ
Gerçekten Hamd Allah (c.c)’a mahsustur. O’na Hamd ederiz ve O’ndan yardım dileriz. Mağfireti O’ndan ister, doğru yola iletilmemizi O’ndan bekleriz. Nefislerimizin kötülüklerinden ve amellerimizin fenalıklarından Allah’a sığınırız. Allah (c.c kimi hidayette kılmış ise, o gerçekten hidayete erişmiştir. Kimi de dalâlette ve sapıklıkta kılmış ise, artık o kendisi için bir dost ve yol gösteren bulamaz. Şehadet ederim ki, Allah’tan başka bir tek ilah yoktur ve O’nun eşi ve benzeri de yoktur. Yine şehadet ederim ki, Hz. Muhammed (s.a.v) Allah’ın kulu ve Resulüdür. Salât ve selam O’na, Ehli Beytine, ashabına ve O’nun yolunu izleyenlere ve onun gösterdiği çizgide yürüyenlere olsun.
Vicdan, insanın iç dünyasında yer alan en derin ve sessiz rehberdir. Ne bir mahkeme kararıyla susturulabilir, ne de bir ödülle kandırılabilir. O, insanın kalbinde doğruyu yanlıştan ayıran ilahi bir ses gibidir. Her bireyin içinde doğuştan var olan bu ses, bazen bir fısıltı, bazen de yüksek bir çığlık hâlinde insanı yönlendirir.
Toplum kurallarını ya da ahlaki öğretileri bir kenara bıraksak bile, vicdan var oldukça insanlık ayakta kalabilir. Çünkü vicdan, dış denetim olmadan da insanı doğruya çağırır. Yalan söylediğinde içini sızlatan, haksızlık yaptığında huzurunu bozan şey onun ta kendisidir. Bu yönüyle vicdan, insanın içindeki adalet terazisidir.
Ancak vicdanın sesi her zaman duyulmaz. Nefsin, hırsın ve çıkarların gürültüsü bu sesi bastırabilir. Kimi zaman da alışkanlıklar ve çevre baskısı, vicdanın yönünü bulmasını zorlaştırır. Bu yüzden insanın en büyük sorumluluklarından biri, vicdanını diri tutmak, onu köreltmemektir. Çünkü körelmiş bir vicdan, en büyük kötülüklerin sessiz ortağıdır.
Vicdan insanın en güvenilir pusulasıdır. Onu dinleyen kişi hem kendi iç huzuruna kavuşur hem de toplumun vicdanına katkı sağlar. Zira vicdanını kaybeden, aslında insanlığını kaybeder.
İnsanoğlu dünyaya yalnızca bedeniyle değil, ruhuyla da donatılmış olarak gelir. Allah, insanın içine hem iyiyi hem kötüyü ayırt edebilme gücü koymuştur. İşte bu güç, vicdandır. Vicdan, insanın kalbinde bulunan ve Allah’ın sesini fısıldayan manevi bir rehberdir.
Allah, insana hem akıl hem vicdan vermiş, böylece doğruyu bulma sorumluluğunu da yüklemiştir.
Vicdan, Allah’ın bir kuluna verdiği en büyük iç denetim mekanizmasıdır. İnsan başkalarının görmediği bir günah işlediğinde bile, vicdanının sesi onu rahatsız eder. Bu rahatsızlık aslında Allah’ın kullarına koyduğu manevi uyarı sistemidir.
Dolayısıyla, insanın görevi vicdanını temiz tutmak, onu günahlarla karartmamaktır. Vicdan, tıpkı bir ayna gibidir; ne kadar temiz tutulursa, hakikati o kadar net gösterir.
Vicdan bir müminin en yakın dostudur. O, insanı Allah’a yaklaştıran bir iç sestir. Vicdanını diri tutan, hem dünyada huzura kavuşur hem de ahirette Rabb’inin rızasına. Çünkü vicdanını kaybeden, aslında kalbini kaybetmiş olur.
VELHAMDULİLLAHİRABBİLALEMİN