TABERİ (RH.A)’İN BAKIŞ AÇISIYLA TAHA SURESİ 71. VE 75. AYET-İ KERİMELER
71- Firavun sihirbazlara: “Benden izinsiz Musa’ya iman ettiniz ha? O, size sihiri öğreten büyüğünüzdür. Mutlaka ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama keseceğim. Sizi muhakkak hurma dallarına asacağım. O zaman hangimizin azabı daha şiddetli ve daha sürckliymiş bileceksiniz.” dedi.
Allah Teala bu âyet-i Kerimede, Firavun’un inkarcılıkta ve azgınlıkta ne kadar ileri gitiğini, bâtıla sarılıp hakka karşı nasıl şımardığını beyan etmektedir. Zira Firavun, gözleri kamaştıran mucizeleri görmüş, kendilerinden imdat beklediği sihirbazların İman ettiklerini müşahade etmiş buna rağmen hakka boyun eğmemiştir. Bilakis, şiddete başvurmuş ve tehditler savurmaya başlamıştır.
Evet, hakka dayanmayan her zorba böyledir. Hakkın Önünde âciz kalınca mevki ve makamını kullanır ve zorbalığa başvurur. Yalan ve iftiralar onun için pek kolaydır. Fakat kişinin kalbine iman girdiğinde, karşısına çıkan bütün güçleri ilahi gücün karşısında hiçe sayar. Tağutlarm karşısına dikilir, hakkı haykırmaktan asla çekinmez. Nitekim günün başlangıcında iman etmiş olan sihirbazlar günün ortasında Allah’ın erleri olmuşlar, günün sonunda ise şehadet şerbetini içmişlerdir. Allah’a kesin olarak iman edeb bu sihirbazlar, Firavun’a şöyle diyorlar: [1][77]
72- Sihirbazlar şöyle dediler: “Elbette seni, bîzc gelen apaçık mucizelere ve bizi yaratana tercih edemeyiz. Sen, istediğini yap. Sen ancak bu dünya hayatına hükmedebilirsin. [2][78]
73- Şüphesiz ki biz, rabbimize iman ettik. Böylece günahlarımızı ve bize zorla yaptırdığın sihri bağışlasın. Allah’ın mükâfaatı daha hayırlı ve cezası daha devamlıdır.”
Ayet-i Kerimede, sihirbazlar, sinirin kendilerine zorla yaptırıldığını söylüyorlar. Abdullah b.Abbas bu hususu izah ederken şöyle diyoK Bu sihirbazlar daha birer küçük çocukken Firavun onlan sihirbazlara teslim etmiş ve sihir öğrenmelerini emretmiştir. Böylece onları sihirbaz olmaya zorlamıştır.
Firavun sihirbazlara: “Hangimizin azabı daha şiddetli ve daha devamlıdır bileceksiniz.” diyerek tehdit edince sihirbazlar ona cevaben: Allah’ın mükâfatı daha hayırlı cezası ise daha devamlıdır.” cevabını vermişlerdir. [3][79]
74- Gerçek şu ki, kim rabbinin huzuruna suçlu olarak çıkarsa onun için mutlaka cehennem vardır. O orada ne ölür ne yaşar.
Cehennemlikler cehennemde ebedi bir azap göreceklerdir. Onlar ne Ölüp kurtulabilecekler ne de normal bir hayat yaşayabileceklerdir. Bu hususta başka âyetlerde de şöyle buyurulmaktadır: “O suçlular, cehennem zebanisine “Ey Mâlik, hiç olmazsa rabbin canımızı alsın.” diye bağırışırlar. Mâlik te “Siz bu azapta bekletileceksiniz.” der[4][80] “İnkâr edenlere ise cehennem ateşi vardır. Onların Ölümlerine hükmedilmez ki ölsünler. Onlardan cehennem azabı da hafifletilmez. Biz, her kâfiri işte böyle cezalandırırız. [5][81]
75- Kim de rabbinin huzuruna salîh ameller işlemiş mü’min olarak çıkarsa işte onlar için yüksek dereceler vardır.
Peygamber efendimiz, cennetin derecelerini beyan eden bir Hadis-i Şerifinde şöyle buyuruyor:
“Şüphesiz ki cennette yüz derece vardır. Allah bunları kendi yolunda cihat edenlere hazırlamıştır. Her derecenin arası gökle yer arası kadardır. Siz, Allah’tan cennet istediğiniz zaman Firdevs cennetini isteyin. Çünkü o, cennetlerin en ortada olanı ve en yücesidir. Rahman olan Allah’ın arşı onun üzerinde bulunmaktadır. Cennetin ırmakları oradan fışkırmaktadır.’[6][82]