TABERİ (RH.A)’İN BAKIŞ AÇISIYLA TAHA SURESİ 106. VE 110. AYET-İ KERİMELER
106- Yerlerini dümdüz boş bir arazi halinde bırakacaktır. [1][112]
107- Sen orada hiçbir çukur, hiçbir tümsek göremezsin.
Allah Teala bu âyet-i Kerimelerde Resulullah’a “Kıyamet günüde dağlar ne olacak?” diye soran insanlara, dağların, yerlerinden koparılıp un ufak edildikten sonra rüzgârla savrulacağmi, yerlerinin dümdüz bir arazi haline geleceğini söylemesini emretmektedir. Böylece kıyametin dehşetine işaret olunmaktadır. [2][113]
108- O gün insanlar (Kendilerini Allah’ın huzuruna) davet edene uyacaklar, kimse yan çizemeyecektir. Rahman olan Allah’ın azameti* karşısında sesler kısılacak, fısıltıdan başka hiçbir şey işitmeyeceksin.
İşte o kıyamet gününde bütün insanlar, kendilerini mahşerde toplanmaya çağıran Allah’ın davetçisine uyacaklar ve onun davetinden kaçamayacaklardır. O gün rahman olan Allah’ın huzurunda bütün sesler kısılacak fısıltıdan veya ayak seslerinden başka birşey işitilmez olacaktır. [3][114]
109- O gün rahman olan Allah’ın izin verdiği ve konuşmasına rıza gösterdiği kimseden başkasının şefaati fayda vermeyecektir.
Hadis-i Şeriflerde, Peygamberimizin, diğer Peygamberlerin, Meleklerin, şehitlerin, âlimlerin, Kur’an-ı Kerim’in ve diğer bazı insanların müminlere veya onların bir kısmına şefaatçi olacakları zikredilmektedir. Bu konuda Meryem Suresinin seksenyedinci âyetinin izahında açıklama yapılmıştır. [4][115]
110- Allah onların geçmişlerini de, geleceklerini de çok iyi bilir. Fa-kat onlar onun zatını ilmen ihata edemezler.
Ey Muhammed, rabbin, kıyamet gününde, kendilerini çağıran davetçiye uyacak olan insanların, geçmişte dünyada yaptıklarım da çokiyi bilir, gelecekte âhirette ne gibi cezalara çarpılacaklarını veya nasıl mükâfaat göreceklerini de çok iyi bilir. Yaratılanlar ise Allah’ı, bilgileriyle kuşatamazlar. Yani, yaratılanlar, bilgileriyle Allah’ın zatını da bilemezler, Allah’ın bildiklerini de bilemezler. [5][116]