ALEMLERİN RABBİ ALLAH (C.C) İLE ARAMIZDA Kİ İLETİŞİM

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Hamd, gökleri ve yeri örneksiz yaratan, yarattıklarının rızkına kefil olan, onların çağrılarına cevap veren, ihtiyaçlarını gideren âlemlerin Rabbi Allah Celle Celaluhu’na mahsustur.

Salat ve selam, âlemlere rahmet olarak gönderilen, hayatımızın her safhasında önderimiz ve örneğimiz olan Hazreti Muhammed Sallallahu Aleyhi Vessellem’e aline, ashabına ve kıyamete kadar gelecek bütün müminlerin üzerine olsun.

Şeytanın her yönden saldırarak kendi safına katmak ve cehennem odunu olmasını istediği dünya ve nefsin ittifak kurup şeytanı dinle diyerek baskı yaptığı insanın bu zorlu çemberi kırıp ebedi saadete ulaşabilmesi Ancak alemlerin Rabbi olan Allah Celle Celaluhu’na iltica etmesi, O’na sığınması, O’ndan yardım talep etmesi ile mümkündür.

Allah Celle Celaluhu kendisine sığınan, kendisine iltica eden kulunu korumayı üzerine almıştır.

“Allah kendi üzerine almış olduğu hak bir vaatle iman edenleri hem dünya hayatında hem de ahiret hayatında sapasağlam tutar. Allah zalimleri ise şaşırtır, Allah dilediğini yapar.” (İbrahim suresi 27. Ayet)

Allah Celle Celaluhu’na sığınmanın, O’na iltica etmenin, O’ndan yardım istemenin, O’nunla iletişime geçmenin vücut bulmuş hali ise duadır.

Dua, insanın acziyetinin şuurunda olarak, sonsuz sevgi, saygı ve korku duyguları içerisinde Rabbine çağrısıdır.

Her türlü tehlikeden, sıkıntıdan ve zorluktan Rabbine sığınmasıdır. Ondan yardım istemesidir.

O dua ki, Allah indinde kıymetli kullar arasında yer bulmaya sebeptir.

“De ki, duanız olmasa Rabbim size ne diye kıymet versin?” (Furkan suresi 77. Ayet)

O dua ki, kulluğu iliklere kadar hissedip, ibadetin sırrına vakıf olmaktır.

Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu.

“Dua ibadetin özüdür.” (Tirmizi)

O dua ki her türlü ihtiyacın karşılanması ve her türlü sıkıntının giderilmesine sebeptir.

“Eğer kullarım senden beni soracak olurlarsa ben onlara çok yakınım. Dua eden kulumun duasına icabet ederim. Öyleyse onlar da benim çağrıma uysunlar ve bana iman etsinler. Umulur ki doğru yolu bulmuş olurlar.” (Bakara suresi 186. Ayet)

Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu.

“Yüce Allah son derece haya ve kerem sahibidir. Kendisine dua eden kulunun ellerini ve ümitlerini boşa çıkartmış bir şekilde geri çevirmekten haya eder.” (Ebu Davud)

Çünkü dua edilen zat alemlerin Rabbidir.

Ondan izinsiz yaprak dahi yere düşmez.

O’nun koruma altına aldığına zarar verecek hiçbir güç yoktur.

O’nun verdiğini engelleyecek, O’nun vermediğini ise verecek hiçbir güç yoktur.

Her şey O’nun elindedir.

Her şeye kadir olan O’dur.

Her şeyi bilen ve işiten O’dur.

O Allah ki kullarına karşı çok şefkatli ve çok merhametlidir.

Çok çok esirgeyendir.

Kullarına en yakın olan O’dur.

“Biz O’na şah damarından daha yakınız.” (Kaf suresi 16. Ayet)

O halde Sıkıntılardan kurtulmak, şeytandan korunmak, ateşten azat olmak ve cennetlere varis olmak istiyorsak, dualarımıza gerekli olan önemi vermek zorundayız.

Dualarımızı canlı tutmak, yani kalbin ve dilin bütünleşerek, şuurlu bir şekilde Allah’tan talepkar olmasını sağlamalıyız.

Aksi halde, Allah Celle Celaluhu o duayı kabul etmez.

“Allah’a kabul edileceğine kesin kes inanarak dua edin. Zira Allah gafil ve umursamaz bir kalbin duasını kabul etmez.” (Tirmizi)

Ellerini Allah’a doğru açan bir kişi gafil kalmamak için tam o esnada ellerini açtığı zatın kim olduğunu, O’nun huzurunda olduğunu, Allah’ın kendisini gördüğünü, işittiğini ve her şeyin O’nun elinde olduğunun şuurunda olması gerekmektedir.

Önemli bir hatırlatma, her konuda olduğu gibi, duada da bizim önderimiz ve örneğimiz, Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem’dir.

O kendi hayatının her safhasında, her bölümünde dua zırhına tutunarak duanın önemini ortaya koymuş ve nasıl yapılacağını bize öğretmiştir.

Duanın kabul edilmesine engel olan tek şey kalbin gafil olması değildir.

Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem duaların kabul olmasına engel olan hususları da bizlere açıklamıştır.

Rabbimizle olan iletişimimizi diri tutmak ve korunmak istiyorsak bu hususları öğrenip duamızı makbul hale getirmemiz gerekmektedir.

“Ey Rabbimiz Yalnızca sana güvendik. Yalnızca sana yöneldik. Dönüşümüz ancak sanadır. Ey Rabbimiz! Bizi kafirlerin fitnesi yapma. Ve bizi bağışla. Muhakkak ki sen aziz ve hakim olansın.” (Mümtehine suresi 4. ve 5. Ayetler)

VELHAMDULİLLAHİRABBİLALEMİN